Kayıtlar

Schicksal oder Wille?

Resim
Im Leben dreht sich alles um unsere Entscheidungen.  Die Menschen, die in unser Leben treten, sind Schicksal. Allerdings ist es eine Entscheidung, mit wem wir unser Leben verbringen und mit wem wir es weiterführen.  Ja, vielleicht ist der Ort, an dem wir leben, unser Schicksal. Es ist unser Wille, unsere Entscheidung, uns auf den Weg zu machen.  Alles, was uns im Leben passiert (positiv oder negativ), ist unser Schicksal. Wie wir damit umgehen, ist ganz allein unsere Entscheidung.   Falls Sie sich fragen, ob alles rosig ist: Das ist nicht der Fall. Das wird nicht passieren. Aber wir sollten auch wissen, wie man Schmerz in Honig verwandelt, „Ich habe das gewählt" lesen und die Existenz unseres Willens nicht vergessen.   Die wichtigste Eigenschaft, die uns von anderen Lebewesen unterscheidet, ist unser Wille. Wir sollten es nicht auf die leichte Schulter nehmen, sondern unsere Vorlieben pflegen.  Dies ist die Anforderung der Schöpfung.

Bayram

Resim
Masalar kurulacak yarın maltaya . Sayımdan hemen sonra birlikte kahvaltı. Herkes odasına dağılacak. Başlayacak hazırlıklar. Giyinilecek. Süslenilecek. Ne yani, dört duvar arasındaysak ölmedik ya. Hem kim demiş burada makyaj yapılmaz diye. Oo herkes şıkır şıkır. Maltadayız yine. Herkes hazır. Büyüklerin elleri öpülüyor önce. Sarılmalar. Kucaklaşmalar. Bayramlaşmalar. Herkes elinden ufak tefek bir şeyleri hediyeleşme için veriyor. Rastgele hediyeleşmeler ve sonra. Sonra şarkılar türküler. Gözler derya deniz. Birbirimizden ve dört duvarımızdan başka kimsemiz yok. Aynı binada babam var. Mazgaldan bayramlaşıp gelsem diyeceğim. Diyeceğim de. Kim duyacak. Kim dinleyecek. Mecbur gününü bekleyeceğiz. Ne yapalım. Yan koğuşun bahçesinden sesler gelecek. Bayramımız kutlanacak. Burada böyle. Kalpler bir ya. Görmeye ne hacet. Anlaşıp ayrılacağız. Öğlene çiğköfte partisi var. Herkes bahçede olsun. Pardon maltada. Bahçe dediğin çayır çimen. Malta dediğin koca bir beton. Ha ama giderin kenarları bazen ...

Yine Yeniden

Resim
Ve fırtına bitti. En azından geçen yıl bugünkü fırtına. Ama nasıl atlattığım da, nasıl hayatta ve ayakta kalmayı başardığım da dipdiri zihnimde. Bırak hatırlamamayı daha da kazınıyor. Fırtına gerçekten bitti mi bitmedi bunu hiç birimiz bilemiyoruz. Fakat gerçekten kesin olan bir şey var ki: Aynı kişi değilim. Çok kez özgürlüğüm elimden alındı, çok kez özgürlüğüm elime verildi.  Göğü gördüm özgür oldum, suyu gördüm özgür oldum, toprağı gördüm özgür oldum.  Basit değil mi, hava yani, alt tarafı hava. Ama değil, vallahi değil, billahi değil. O kısıtlı alandan göğü görmeye çalışmak. Görememek. Etrafında yükselen duvarlar. Teller. Kuşa hasret. Kışa hasret.  Özgür olduğum gün demiştim ki; gördün mü bak ne kadar çok adım attık. Sınırsızca adım attık. Göğü uçsuz bucaksız gördük.  Basit değil mi, su yani, alt tarafı su. Ama değil, vallahi değil, billahi değil. Ne yollara, ne yıllara gebe kim bilir. Kimini boğan, kimini yaşatan su. Basit değil. Basite almaya gelmez. ...

İz

Resim
. . "Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden." . . Burda kaldım be Nâzım. Geçemedim bir adım öteye. Öyle ki; kendimden geçtim de... Genco'dan geçemedim. . . *Seveceksen Tâhir gibi seveceksin. Öyle temiz, öyle pâk. İsmin Cihan Serveri'ne verilecek de, cismin... *Sevdalanacaksan çoban yıldızına sevdalanacaksın. Adına Zühre diyecekler de, sanına çoban yıldızı... *Her türlü günahtan sıyrılacaksın. Ne sesini duyacak, Ne yüzünü göreceksin. Ama yanacaksın. *Ahirde seveceksen Tâhir gibi seveceksin. Uhrâ denecek ahire, Zühre düşecek yâdına... *Sevmenin eşiğini Zühre'de aşacaksın. Ahirde, zuhûr etmeyene taşacaksın. Ne sesini duyacak, Ne yüzünü göreceksin. Ama yanacaksın. *Seveceksen Tâhir gibi seveceksin. Öyle temiz, öyle pâk. İsmin Cihan Serveri'ne verilecek de, cismin... İz'in var izni'nde olsun Ya Nebi.

Kafan Güzel Mi Öyle?

Resim
Kafan güzel mi öyle? Hadi söyle, güzel mi öyle? Ovv... Susturulan nasıl konuşabilirdi ki? Gözümden kaçmış, ya da senin gözünden. Her şey o an başladı. Gözünden kaçtığı kadar, sözünden kaçtı. Sesin kesildi, sözün kesildi. İnsanlık ipin çekildi. Arkandaki karanlık, senin gölgen mi? Sen misin seni susturan, ya da, ya da neyse! Kafan güzel mi böyle? Hadi söyle, güzel mi böyle? Ovv... Dili bağlanan, kepenkler indirilen nasıl konuşabilirdi ki? Gözümden kaçmış, ya da senin gözünden. Sözünden kaçtı ve sonra, sözünden kaçtı, gözünden akmadı. Gözün kurudu, sözün kurudu. Sen kurudun. Bir çift el, tüm insanlığı kuruttu. Birler bin oldu. Artarak arttı sessiz çığlıklarınız. Sen misin seni kurutan, ya da, ya da neyse! Kafan güzel mi söyle? Hadi söyle; söyle söyle. Bari şimdi söyle. Mikrofon sende. Ovv... Boğulan insan nasıl konuşabilirdi ki? Gözümden kaçmıyor artık, kaçamıyor. Senin de kaçamıyor eminim. Ya da değilim. Ancaaak! Suda susuz kaldın. Issız ıslaklı...

26. Yaşıma

Resim
Çeyrek asrı bedenine bahşedenin 26. yaşını da bahşedişini yazıyorum.  Sana yazıyorum Betül. Seni sana yazıyor, sana seni hatırlatıyorum.  ... Dününü unutma diye yazıyorum. Hakkıyla kutlayamadığın 25.yaşın için olsun Nil'in bu sözleri. 26’da olsan,  25 oldun, 25’te oldun. 25’te soldun, sonra oldun. 26 da mı? Orasını kalbine soracaksın Betül, herşeyi de benden bekleme, senden bekleme. ... “İyi ki doğdum Gördün mü yirmi beş oldum Özgürüm kanatlandım Durmadım ayaklandım Koşup ilerliyorum” Nil ... Bu şarkıda benden bana... Hayat garip… Mesela yürekler çukur,  içine düşenler vakur,  geceyi bilenler çamur,  ileri gidenler durun! Garda çalınmış bavul. Geriye gidenler çalıp çoktan yarılamış yolu. Hayat garip… Bir gün köşeye sinmiş ağlıyor, bir gün yaşlı güneşe sinirlenmiş bağırıyor. Bir gün hayallerini toparlayıp kapıyı çekip çıkmış sonra dönmüş arkaya sümkürerek bağırıyor. Garip bu hayat… Ölümü tercih etmiş sevdiği her hâlde ...

Yan-Gın

Resim
Kimse kimsenin yerine yanmıyordu ya... Ve kimsenin yangını da, kimseninkine uymuyordu. Yanıyordum. Sonra dedim ki; yanıyorsun da, yanmanın neresindesin? Başı geçeli epey oldu. Başı çekeli... Başa geleli... Ortası? Yoktu. Hele sonu... Bundandır; son kerte yangındır, son kerte yanmaktır. Sondur da, sonu yoktur. Bir başladın mı yanmaya, bir başladın mı her şeyi o sanmaya, bir başladın mı her anında anmaya, bir başladın mı... Yangının kutlu olsun. Yangının mutlu olsun.