Asûde


Gecenin asûdeliği sarmıştı dört bir yanı. Ve ben, kemter ben, kilitli kapılar ardında Zât'ını ve Zât'ından gelecek müjdeleri tahayyül ederken buluyordum kendimi. Zirâ muhtaçtım Zât'ından gelecek her hayr'a. Lütfun da hoş kahrın da hoş veczi alelade olmamalıydı. Olmamalıydı bu acziyet içinde aleladelik. Ben de buradayım derken beni değil yakarışlarımı duymalıydın.
"Seni tanımam için beni uzağa attın,
 Alemi benim, beni kendin içi yarattın"

derken Fazl'ı Necip, aleladelikten oldukça uzaklaşmış, acziyetin doruğuna ulaşmıştı belki de...

Vermeyi istemeseydin, istemeyi vermezdin ya hani;  Zât'ından gelecek müjdeleri tahayyülün ötesine ulaştır Allah'ım. 
Duâlarımın kabulünü engelleyen tüm günahlarımı af buyur.
Acziyetin doruğuna ulaşanların duâları yüzü suyu hürmetine diliyor ve dileniyorum.


Ferec ve mahrec Ya Râb

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Schicksal oder Wille?

Ömür Hanımla Güz Konuşmaları

Sol Anahtarı/ Sol Anahtarı